Savaş öncesi yarış pistlerini yakan Mercedes Benz'in 2. Dünya Savaşı sonrası kendini toparlaması zaman aldı. Ancak 50'li yılların başlarına gelindiğinde yeniden bir yarış arabası geliştirdi.
O zamanki en kuvvetli motoru olan 3 litrelik motora yakıt enjeksiyonu takıp 50 derece yatırarak "space-frame" diye adlandırdığı tübular bir şasiye yerleştirerek üzerine 2 kişilik hafif alaşım bir karoseri yaptı. 1952 yılında yarışlara katılan ve muvaffak olan 300 SLR adındaki bu prototip, motoru daha da kuvvetlendirilip karoserisi alaşım yerine çelikten imal edildikten sonra 1954 yılında 300 SL adıyla New York Motor Show'da halka takdim edildi ve büyük beğeni kazandı.
Yukarıya açılan tavandan menteşelerle takılı "Gull Wing" kapılar önceleri halka değişik geldi. Bunun üzerine ve 1957 de normal kapılı ve üzeri açılıp kapanabilen kabriyo modeli yapıldı.
Motorun mükemmelliği, yol tutuşu ve Aerodinamik tasarımı çok yüksek hız yapmasını sağlıyordu. Firma, kaşa benzeyen detayların bile aerodinamiğe yaradığını iddia ediyordu.
Arabanın içi son derece kaliteli, direksiyon tasarımı bütün göstergelerin rahatça görülmesini sağlayacak şekildeydi. Hatta bazılarına takılan ve direksiyonun yana itilebilmesini sağlayan mekanizma "şişkoların direksiyonu" adını almasına neden olmuştu.
Gull Wing (Martı Kanadı) modeli şu anda dünyanın en çok aranan klasiklerinden biri durumundadır. Sahip olmak bir yana seyredebilmek bile bir klasik severin rüyasıdır.