NFSTR.com | Türkiye'nin En Büyük NFS Platformu
Need for Speed => NFS Most Wanted 2012 => Konuyu başlatan: ReiShin - 12 Ocak 2021, 13:43:38
-
Selamlar. Soracağım soru aklımda ne zamandır beri vardır.
Sorum ise: Need for Speed Most Wanted 2012 ilk oynadığınızda nasıl hissettiniz?
Bu soruyu özellikle Most Wanted 2005 fanlarına sormak istiyorum.
Bunun sormamın nedeni ise oyun ilk çıktığında NFS fanlarının yarısı "berbat", "hayal kırıklığı" vs. diyorlardı. Ben 2014'ün ortalarına doğru oynamıştım ve oyunu 2-3 haftada bitirmiştim. Müzikleri bayağı iyiydi ama adında Most Wanted geçtiği için beklediklerimin neredeyse hepsi yoktu. Yani hayal kırıklığına uğramıştım. Şimdi ise arkadaşımın PC'sinde tekrar oynadım ama bu sefer kendisince güzel oyun olduğunu fark ettim. Yani boşuna nefret etmişim oyundan.
Peki ya siz? İlk oynadığınızda sevmiş miydiniz? Yoksa hayal kırıklığınıza mı uğramıştınız?
Düşüncelerinizi merak ediyorum :)
-
Kaç gündür CD'sini bekliyordum ancak geldiğinde ise çalışmamıştı,yıllar sonra crack indirip oynadığımda biraz da olsa heyecanlanmıştım :sofor:
-
ilk kuzenimin babası onun bilgisayara yüklemişti ondan da kendiminkine. hep u2 oynadığım için o grafikler çok tatlı geldi ama (şuan da öyle düşünüyorum) şu random modafiyeler çok çirkin duruyor bana göre
-
Vay be ne günlerdi demek istiyorum öncelikle. :C
Most Wanted ismi kullanıldığında tabii ki çok heyecanlanmıştık çünkü aslında çoğu NFS platformu gibi bizde Razor'u, Mia'yı ve hatta en azından Cross'u göreceğimizi düşünüyorduk. Şu zaman olduğu gibi o dönemde de NFS Teorileri ve derin tartışmalar forumda mevcuttu. Bunlardan biri de oyun firmalarını yakın bir şekilde takip eden abilerimizdi. O zamanlar Criterion Games'in Burnout tarzı bir şey yapabilecekleri gırla konuşuluyordu. Nitekim henüz iki sene önce Hot Pursuit gelmiş, (araya simülasyon sıkıştırılmış) bir sene önce The Run gelmiş ve seri arabadan çıkmalı, tercih yapmalı bir seriye evriliyordu. Bunun yanı sıra başka başka stüdyoların elinde top misali geziyor ve yeni şeyler görebiliyorduk. Öyle de oldu.. zaman içerisinde oyun içi pre-alpha görüntüler gelmeye başladı grafikler enfesti ancak hız göstergesi, modifikasyon seçeneklerinin olmaması gibi tatsız olaylar sızan ve açıklanan görüntülerden belli oluyordu. Halen forumda ileti duruyordur eminim.. mesela hız göstergesi için sonradan kesin değişir, şimdilik böyle yapmışlardır demiştik. Ancak öyle olmadı. Oyunun çıkışıyla oynanacak bilgisayar arama sıkıntısına düştük. O zamanlar benim sahip olduğum bilgisayar kaldırmadığı için şehirdeki en iyi internet kafeyle haftalık bazında anlaşıp kuruldum başına. Hikayesi 5-6 saatte bitmişti yanlış hatırlamıyorsam.. Tabii bu hikayenin sonu. İlk bir saat kesinlikle şöyle geçti.. Hadi hikaye, hadi karakter, hadi modifiye! Eee nerede? Bir baktım polis arabaları piramit oluyor, halka oluyor beni kovalıyor vs. Saçma sapan anlatımlar.. Bir baktım gerçekten bu lisanslı Burnout! Onun derin bir hayal kırıklığını yaşamıştım. Ancak bu kafadan çıkıp bir online oyun, arcade deneyim olarak ele aldığımda oldukça eğlenmeye başladım. Zaten hali hazırda çok azılı bir burnout oyuncusuydum. Modifikasyonları arttırdıkça, sürüş tarzı elime oturduktan sonrası daha zevkli gelmeye başladı ancak hikaye malumunuz online tarafın zevkini alınca yavan geliyor.
Online ise işin bambaşka bir boyutu, gülmekten hıçkırık tuttuğu bile oldu. Özetle durum böyle benim için..
-
Asla Most Wanted'mış gibi gelmemişti. İsminde Most Wanted olmasaydı iyi oyundu, özellikle online kısmı iyiydi...
-
İlk Utkan'ın vesilesiyle tanıştım oyunla, satın aldım. Dedim ki Most Wanted ise kesinlikle değer, ama değmedi, Burnout paradise çıktı oyun, ama online hali güzeldi, YouTube'da videomuz bile var, tek başıma oynarken çok sıkılmıştım, ama online iyi idi. Ben beğenmedim açıkçası, zaten Carbondan sonrasını beğenemedim, sarmadı, hikaye yok, modifiyeler az veya hep standart o yüzden bir şey hissedemedim ben ayrılmak istiyorum dedim. :C :C :C
-
Oyunu ilk oynadığım zaman, Laptop'u daha yeni aldığım zamanlardaydı. İlk önce beğenmediğim yanlarına gelirsek başı hikaye modu geliyor. Oyuna alışmaya başladığım zaman keşke oynamasaydım diye düşüncelere başlamıştım (Tabi araba mekaniklerini ve grafiklerini saymazsak bunu diyebilirim). İlerleyiş bana acayip saçma geldi. Arabalara parça taktırmak için yarışlara girip oradan kazandığın puanlarla Blacklist üyelerine karşı yarışıyorsun. Sadece arabanı güçlendirebiliyorsun ve modifiyeli araçlar için de DLC alman gerekiyor. Beğenmediğim bir başka yan ise polislerdi. Polisler acayip kolaylaştırmışlar gibi geldi. Polis kovalamacalarında "Nerede o MW'05 polisleri" diye söylendiğimi hatırlıyorum.
Oyunun sevdiğim yanlarından ilki grafikler. Oyunu ilk açtığımda ilk dikkatimi çeken grafiklerdi. Gözlerimi kamaşmıştı. Gerçekten güzel ve o zamanlardaki bana göre gerçekçiliğe yakındı. Gece vakti arabanın önünden geçen trafik arabasının araç farındaki ışığın duvarı yansıtmasını engellemesi beni mest etmişti. İkincisi ise sürüş mekaniğiydi. Başlarda ben de zorlandım ama alışınca gerçekten zevkli ve oyunda tutmama sebep olan nedenlerden biriydi. Üçüncüsü ise Şehirdi. Şehir beni hiç boş hissettirmedi. Grafikler, şehrin dizaynı, trafik araçlarının sayısı gibi özellikler beni şehrin içine çekmişti. Hatta hikaye moduna devam etmemdeki diğer sebep de buydu.
Online'a gelirsem: Oyunu birkaç ay öncesine kadar hep single oynadım. İlk online oynadığımda gerçekten eğlenceli bulmuştum. Arkadaş çevresiyle oynanınca gerçekten eğlenceli ama tek başıma oynadığımda hem eğlendim, hem de sinirlendim. Sinirlenme daha çok diğer sürücülereydi. Online'ını oynayan ne demek istediğimi gayet iyi anlar. :D
Burnout'ı ilk oynadığım zamanlar hiç oynamamıştım. O yüzden oyun bana Lisanslı Burnout gelmemişti bana. Fakat Burnout'ı oynadıktan sonra MW'12'nin dedikleri gibi Lisanslı Burnout olduğunu anladım.
Bu uzun yazı aslında oyundan zevk alıp almadığımı anlamanızı sağlayabilir ama şöyle söyleyeyim: İlk başlar hayal kırıklığına uğradım. Fakat oyuna karşı bakış açımı değiştirip oynayınca sonraki oynayışlarımdan zevk almaya başladım.